“`html
(ANKARA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Hedefimiz olan ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşmaya iyice yaklaşıyoruz, sorunun tüm yönlerini ele alarak çözme kararlığı içerisindeyiz” şeklinde konuştu. Erdoğan, yıl sonuna ilişkin maaş artışları hakkında ise, “Merkez Bankamızın öngörülerine göre, enflasyonu yüzde 44 civarında bir rakamla kapatmayı öngörüyoruz. Kısacası, emeklilerimizi, memurlarımızı ve asgari ücretlilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Ayrıca, kırmızı et ithalatıyla alakalı olarak, “Vatandaşlarımızın kırmızı ete ulaşabilmesi için gerekiyorsa hızla Uruguay ve Brezilya’dan büyükbaş hayvan ithalatını yapacağım talimatını verdim. Bu konuyu değerlendirecek ve atmamız gereken adımları atacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi kapsamında gerçekleştirdiği Brezilya ziyaretinin ardından ülkesine döndü. Uçakta yaptığı açıklamalarda güncel gelişmelere dair görüşlerini paylaştı ve medya mensuplarının sorularını yanıtladı.
Erdoğan, Brezilya Cumhurbaşkanı Lula da Silva ile yapmış olduğu görüşmeye ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:
“Sayın Lula ile samimi bir dostluğumuz var. Özellikle Gazze’de meydana gelen İsrail zulmü konusunda benzer düşüncelerimiz mevcut. Brezilya ile olan ilişkilerimiz, bu sağlam dostluğun bir sonucu olarak her alanda gelişim göstermekte. Zirve öncesi bir toplantı yapma kararı aldık. Heyetler arası görüşmemizi gerçekleştirdik. Coğrafi olarak ülkelerimiz arasında mesafe bulunsa da, dostluğumuz ve ilişkilerimiz oldukça yakın. İki ülke arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin güçlendirilmesi hakkında çeşitli konuları ele alma fırsatımız oldu. Enerji, tarım ve teknoloji alanlarında iş birliği yaparak iki taraf için de kazan-kazan anlayışını oluşturmanın yollarını konuştuk. Brezilya’nın ‘Küresel Yönetişim Reformu’nu G20’nin öncelikleri arasına almasının önemini değerlendirdik ve bunu memnuniyetle karşıladık. Birleşmiş Milletler’in asli görevlerini yerine getiremiyor olması, Brezilya’nın da bizler gibi endişe duymasına yol açıyor. Dünya üzerindeki krizleri ve çatışmaları önlemede yetersiz kalan BM’nin bu durumu, birçok riski artırıyor. Özellikle İsrail’in saldırganlığının durdurulması için konuşulması gerekenleri, Birleşmiş Milletler zemininde, İsrail’e yönelik silah ambargosu girişimimizi de gündeme aldık.”
“Trump yönetimindeki kabineyi analiz ediyoruz”
ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı kabine hakkında Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İlişkilerimizi önyargılarla kurgulayamayız. Bu konuda oldukça dikkatli ve hassas olmamız gerekiyor. Seçilmiş Başkan Trump, planladığı savaşların sona ereceğini ifade etse de, yeni döneme dair değerlendirmelerde bulunmak için henüz erken. Trump’ın Orta Doğu politikası ve tutumunu, yeni başkan göreve başladığında daha net göreceğiz. Biz de yeni dönemde Türkiye-ABD ilişkilerini ülkemizin çıkarları doğrultusunda ilerletmek için çaba göstereceğiz. Trump’ın kabinesindeki isimler ve onların yaklaşımlarını dikkatli bir şekilde analiz ediyoruz ve hazırlıklarımızı buna göre yapıyoruz. İktidara gelmeden önce insanların söyledikleri önemsiz değil, ancak esas olan, iktidar sorumluluğunu üstlenip üstlenmedikleri ve sonrasında attıkları adımlardır. Somut gelişmelere göre adımlarımıza yön vereceğiz. Savaşları sonlandırma sözü veren ABD, bölgemizdeki çatışmaların barışçıl bir şekilde sona ermesi için yeni bir ortam yaratabilir. Bu bizim hakkımızdır. Umuyoruz ki, olumlu beklentilerimiz doğrultusunda gelişmelere tanıklık eder ve sorunlarımızı bir bir çözebiliriz. Gazze’deki insanlık krizi ve İsrail sorunu hakkında kararlılığımızı ve yaklaşımımızı da telefon diplomasisi aracılığı ile kendileriyle paylaştık ve sürecin devamında bunu sürdürmeye devam edeceğiz.”
“PKK/PYD/YPG’nin bu bölgeden temizlenmesi, Suriye Yönetimi için kritik bir konudur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Trump’ın başkanlığının Orta Doğu’daki siyasi ve askeri dengeleri ciddi şekilde etkileyeceğini ifade ettiniz. Suriye’den Amerikan askerlerinin çekilmesi konusunda da görüşeceğinizi belirttiniz. Bu bağlamda, Reuters’ta yer alan bir haberde Ankara’nın, ABD’nin Suriye’nin kuzeyindeki PKK’yı desteklemesini durdurması için baskı yaptığı belirtiliyor. Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyinde yeni bir operasyon düzenleme olasılığı hakkında ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki bir soruya şu şekilde yanıt verdi:
“Biz terörle mücadele konusunda kararlılık göstermekteyiz. Sınırlarımızın ötesinde, sürekli olarak ülkemize yönelik milli güvenlik tehditleri oluşturan yapılarla mücadele etme konusunda kesinlikle tahammülümüz yok. Bugüne kadar bu konudaki duruşumuzu tüm muhataplarımıza ilettik ve yeni muhataplarımıza da bu kararlılığı net bir şekilde ifade edeceğiz. Suriye’nin kuzeyi, Amerika’nın desteklediği PKK/PYD/YPG tarafından kontrol altına alınmış durumda. Bu bölge yalnızca Türkiye için değil, aynı zamanda Suriye yönetimi için de oldukça kritik bir öneme sahip. PKK/PYD/YPG’nin bu bölgeden temizlenmesi, Suriye’nin istikrarı adına elzemdir. Suriye’deki iç savaş, komşumuzun topraklarında derin bir istikrarsızlık yaratıyor. Bu istikrarsızlık, bir bataklığın sinekleri çekmesi gibi sınırlarımızın ötesine terör örgütlerini sürüklüyor. Biz bu bataklığı kurutmak için çaba sarf ediyoruz ve Suriye Yönetimi’nin de bu konuda adım atması gerekiyor. Şu an o bataklıktaki terörle amansız bir mücadele içerisindeyiz. ‘Bataklık kendiliğinden kuruyacak, o zaman sinekler başıboş dolaşsın’ düşüncesinde olamayız. Terörle mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir. Amerika’nın Suriye’den ayrılmasıyla oluşacak yeni duruma da hazırız. Milli güvenliğimiz her şeyin önündedir ve bu meselede Rusya ile gerekli görüşmeleri yapıp bölgenin yararına dönüştürmek için çabalıyoruz.”
“‘Terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşmamıza az kaldı”
Kendi hazırladığı yol haritası hakkında Erdoğan, “Hiç kimse terörle mücadeleyi bırakmayı bile düşünmemelidir. Bizim önceliğimiz milletimizdir ve terör örgütlerinin mevcut istismar kanallarını ortadan kaldırmak temel amacımızdır. Bunu milletimizle gerçekleştirecek ve iç cephemizi sağlıklı bir biçimde inşa edeceğiz. Son günlerde yaşanan tartışmalar, terör örgütünün Kürt vatandaşlarımızı nasıl istismar ettiğini ve uzun yıllar boyunca söyledikleri yalanların nasıl havada kaldığını gözler önüne serdi. Terör örgütünün temsilcilerinin yalnızca emir aldıklarını ve bunları yerine getirmeye çalıştıklarını biliyoruz. Bölgedeki gelişmelere göre terörle mücadele stratejimizi ele alıyoruz. Teröristlerin istismar zeminini ortadan kaldırmaya yönelik sosyal ve ekonomik projeler geliştirdik ve dezavantajlı bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın mağduriyetlerini gidermek amacıyla önemli adımlar attık. Eğitim, iş imkanları ve sosyal hizmetlerin güçlendirilmesi üzerinde duruyoruz. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşmayı çok az bir süre kaldı, bu soruna tüm yönleriyle odaklandık ve çözme kararlılığı içindeyiz. Bunun yanı sıra muhalefetin dile getirdiği bir konu üzerine de açıklık getirmek istiyorum. Bizim savunma sanayi için halktan para toplama gibi bir amacımız yok. Böyle bir durum kesinlikle söz konusu değildir. Muhalefet, iktidarımızın ‘halktan para toplamak suretiyle sorunları çözme çabasında olduğunu’ söyleyecek kadar sefil bir durumda. Bizim bu konuda bir problemimiz yok. Şükürler olsun, mali olanaklarımız savunma sanayimizi yürütmek için yeterli güç ve kabiliyete sahip.”
“Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı bu tür meselelerle ilgilenmez”
Erdoğan, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri’ndeki düzenlenen konserler hakkında yükselen tartışmalara ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
“Biz konserlere karşı bir tutum sergilemiyoruz. Üzerinde yoğun bütçeler ve kaynaklar bulunan belediyelerimizin yürüttüğü çalışmalar, vatandaşlarımızın hak ettiği hizmetleri sunmaktan geçiyor. Bu kaynakların israfı ya da yolsuzlukların yapılması, durumu adli boyuta taşımaktadır. Yargı, bu boyutları araştırmakla yükümlüdür. Biz de idari açıdan bunu takip edebileceğimiz gibi, gerekirse adli bir araştırma başlatmak da bizim görevimiz. Siyasi açıdan ise, milletimize verilen vaatlerin ne ölçüde yerine getirildiğine elbette dikkat ediyoruz. Ankara ve İstanbul’da, ulaşım sorunları, çöp toplama hizmetleri ve temizlik gibi temel belediyecilik hizmetlerinde ciddi sıkıntılar var. Elbette Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak bu kişilere dair meselelerle ilgilenmem. Bu tür konularla ilgili görevleri yargı yerine getirmeli. Eğer yolsuzluk yapıldıysa, hukuk önünde hesap vermek zorundadırlar. Bunu ben inanıyorum ki savcılarımız ve hakimlerimiz yerine getirecektir. Yanlış bir durum söz konusuysa, bunun bedelini ödemek zorunda kalacaklar ve hiç kimse bundan rahatsız olmamalıdır.”
“Sayın Genel Başkan, benim seninle gezmeye vaktim yok”
Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar (3Y) ile mücadelede muhalefetin yeterli olup olmadığı sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan şu şekilde yanıtladı:
“Birçok muhalefet belediyesi bu sorunlarla ilgili hiç adım atmadı. Adım atanlar dahi kalıcı ve etkili çözümler geliştirmekte çok yetersiz. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar gibi köklü meseleler, ciddi bir irade ve cesaret gerektirir. Bu belediyelerin gerçekten bir vizyonları olup olmadığı dahi tartışma konusu. Gerçekçi ve somut projeler üretemeyenlerin bu sorunlarla başa çıkması mümkün değildir. Zaten böyle bir niyet, ufuk veya istekleri de yok. Onların neyin peşinde koştuğunu, milletimizin çok iyi görmesi gerekiyor. Belediyeler halkımızındır ve onların ihtiyaçlarına uygun hizmetlere layıkıyla sunma yükümlülüğündedir. Bizim bugüne kadar yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla ilgili garanti ettiğimiz bir prensibimiz var. Bu, dün de vardı, bugün de var ve yarın da var olacak. Ancak şimdi öyle şeyler söyleniyor ki, bir Genel Başkan pazara gitmiş ve ‘Cumhurbaşkanı benimle pazara gelebilir mi?’ diye soruyor. Sayın Genel Başkan, benim seninle pazara gelmeye vakit ayıracak durumum yok. Biz zaten ilgili arkadaşlarımızla o alanları ziyaret ediyoruz. Hiç endişelenmeyin, biz oralardayız. Marketleri ve pazarları boş bırakmayı düşünmüyoruz.”
“Toplumun hiçbir kesimi enflasyona ezdirmeyeceğiz”
Enflasyondaki düşüşle beraber çalışan ve emeklilerin yaşam standartlarının nasıl etkileneceğine yönelik bir soruya Erdoğan şu yanıtı verdi:
“Amacımız, toplumun her kesiminin alım gücünü kalıcı olarak artırmaktır. Bunu sağlamak da enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara düşürmekle mümkün. İlk yılımızı dezenflasyona geçiş olarak değerlendirmiştik. Mayıs ayından bu yana enflasyonda bir gerileme gözlemleniyor ve bu eğilimin devam etmesini bekliyoruz. Özellikle 2025 yılında, para politikası ve mali disiplinin etkileriyle birlikte fiyatların bütçe olanakları çerçevesinde enflasyon hedefine yönelik daha uygun bir biçimde düzenleneceği öngörülmekte. Geçtiğimiz yıl asgari ücretlilere yüzde 107,5 oranında zam yapıldı, o dönemde enflasyon yüzde 65 civarındaydı. Bu sene ise yüzde 49’luk bir artış gerçekleştirdik ve Ekim ayı itibarıyla enflasyon oranı yüzde 49’un altında. Yani, yılı Merkez Bankamızın tahminlerine göre yaklaşık yüzde 44 seviyesinde tamamlamayı hedefliyoruz. Kısacası, emeklilerimizi, memurlarımızı ve asgari ücretlilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz. Son 22 yıllık süreçte de bu böyleydi, geçen yıl da benzer durum söz konusuydu. Bu sene içinde, yine bu prensipler doğrultusunda hareket edecek ve enflasyonun üzerinde, çalışanlarımızın alım gücünü koruyacak bir yaklaşım sergileyeceğiz. Ancak esas olan enflasyonun kalıcı bir şekilde düşürülmesidir. Vatandaşlarımızın ihtiyaç duyduğu temel tüketim ürünlerinde enflasyon oranı yüzde 28,5. Sebze, meyve ve gıda gibi ürünlerin enflasyonu ise yaklaşık yüzde 40 seviyelerinde. Şu anda enflasyonu biraz yükselten faktörlerin başında kira ve özel eğitim gibi hizmetlerdeki artışlar geliyor. Enflasyon şu anda düşüş trendinde ve umarım bu seyrine devam eder.”
“Uruguay ve Brezilya’dan büyükbaş hayvan ithalini yapalım”
Burada eklemek istediğim bir nokta daha var: Yeni bir adım daha atmayı düşünmekteyiz. Bu da büyükbaş hayvan ithalatı gerçekleştirmek ve halkımızın kırmızı ete daha uygun fiyatlarla ulaşmasını sağlamak. Bu konuyu Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı ile görüştük. Vatandaşlarımızın kırmızı ete bekledikleri fiyatlarla ulaşabilmeleri adına, gerekirse hızlı bir şekilde Uruguay ve Brezilya’dan büyükbaş hayvan ithalatı yapmam konusunda gereken talimatı verdim. Bu durumu değerlendireceğiz ve gerekli adımları atacağız.
(SON)
“`